Unfaded
The dead are villains we pretend to love.
Their waxy faces a serene reproach.
We learn their secrets with distaste:
the things they did make them at least
as bad as we are – even worse because
they’re dead, and we’re alive and might improve.
The dead are villains we pretend to love.
They died deliberately to spite us,
To leech our lifeblood for their awful dryness.
We clothe their faults in all the virtues
they never had, to keep them in their place,
where they should stay, away from us.
The dead are villains we pretend to love
though every now and then we hear their voice
speaking exactly as they spoke to us,
and see their smiles again as they once smiled,
and their hair unfaded as it was in life.
-Jamie McKendrick
Ağarmamış Saçlar
Ölüler severmiş gibi yaptığımız kötülerdir.
Mum gibi yüzleri huzurlu bir utançla dolu.
Sırlarını hoşnutsuzca öğreniriz:
Yaptıkları şeyler onları en az bizim kadar
kötü yapar - hatta daha da fazla çünkü,
onlar ölü, biz ise canlıyız ve düzelebiliriz.
Ölüler severmiş gibi yaptığımız kötülerdir.
Bizi üzmek için bilerek öldüler, emmek için
kanımızı, kendi korkunç susuzluklarını gidermek için.
Hatalarını kumaşlarla örteriz, tüm erdemlerden
dokunmuş, hiç sahip olmadıkları, tutmak için onları
yerlerinde, kalmaları gereken yerde, bizden uzakta.
Ölüler severmiş gibi yaptığımız kötülerdir,
yine de arada sırada işitiriz seslerini, konuşurlar
tıpkı bir zamanlar bizlere konuştukları gibi,
ve tebessümlerini görürüz, tıpkı eskisi gibi,
ve ağarmamış saçlarını, sanki canlıymış gibi.
Çeviren: Mete Güre
19 Kasım 2008 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder